1994 yılında id Software tarafından piyasaya sürülen DOOM II, çığır açan birinci şahıs nişancı (FPS) DOOM’un doğrudan etkisidir. DOOM II, orijinal DOOM’u büyük bir başarı haline getiren temel mekanikleri büyük ölçüde korurken, formülü yeni mühimmatlar, rakipler ve durumlarla genişletiyor ve en ikonik ve etkili FPS oyunlarından biri olarak oyun tarihindeki yerini sağlamlaştırıyor.
Ardından, DOOM II’nin piyasaya sürülmesinin üzerinden yirmi yıl geçtikten sonra neden oyun dünyasında bir köşe olmaya devam ettiğine yakından bakalım.
Dünyadaki Cehennem Konusu
DOOM II’de oyuncular daha önce yine genellikle Doomguy olarak anılan isimsiz uzay denizcisi rolünü üstleniyorlardı. İlk oyunda Cehennem güçlerini başarılı bir şekilde püskürttükten sonra denizci, Dünya’ya geri döndüğünde onu iblisler tarafından istila edilmiş halde bulur. Hikaye, minimalist ve oynanışa göre ikincil olsa da, oyuncunun cehennemi istilaya karşı hücum mücadelesi için bir arka plan görevi görüyor ve daha önce Cehennem’e giden kapıyı kapatarak insanlığı kurtarıyor.
Odak noktamız olay örgüsü olmasa da basitliği DOOM II’nin cazibesinin bir parçası. DOOM serisinin bir özelliği olan anlatı karmaşıklığından ziyade şiddetli, hızlı tempolu dövüşlere vurgu yapılıyor.
Klasik Formülü Geliştiren Oynanış
DOOM II, selefinin hızlı tempolu, akıcı hareket ve savaş mekaniğini koruyor; oyuncular labirent benzeri durumlarda yol alırken şeytani düşmanlardan oluşan kalabalıklarla savaşıyor. Onu ilk oyundan ayıran şey yine de yeni içeriği ve genişletilmiş konum tasarımıdır.
DOOM II’deki en dikkate değer ekleme, yeni silah olan Süper Pompalı Tüfek’tir. Normal pompalı tüfeğe çift namlulu bir yükseltme olan Süper Pompalı Tüfek, kısa sürede FPS tarihinin en sevilen ve ikonik mühimmatlarından biri haline geldi. Gücü ve tatmin edici patlaması, onu yakın dövüşte düşmanları temizlemede bir şef haline getirdi.
Oyun aynı zamanda oyunculara yeni yollarla meydan okuyan yeni düşmanları da tanıtıyor. Örneğin Arch-Vile, diğer şeytanları canlandırabilen ve oyuncuları savaşta ona öncelik vermeye zorlayan özellikle tehlikeli bir düşmandır. Mancubus, Revenant ve Pain Elemental, her biri ustalaşmak için farklı taktikler benimseyen rakip kanonuna gerçekten daha fazla çeşitlilik katıyor.
DOOM II’nin en önemli güçlü yönlerinden biri konum tasarımıdır. Durumlar, ilk DOOM’dakilerden daha büyük, daha karmaşık ve daha meşakkatli; daha açık bir çevre ve karmaşık düzenler içeriyor. Oyun, önemli mühimmatlar, sağlık paketleri ve zırh yükseltmeleri içeren gizli alanlarla incelemeyi ödüllendiriyor. Hızlı aksiyon ve karmaşık durumların birleşimi, oyunculara oyunun karmaşık tablolarında gezinme konusunda daha ustalaştıkça ilerleme hissi veriyor.
Çok Oyunculu Öncü Ölüm Maçı
DOOM II, özellikle ölüm maçı ve işbirlikçi oyun desteğiyle, çok oyunculu oyunlarda yenilikler yapılmasına da yardımcı oldu. Oyuncular, orijinal alan ağlarını (LAN’lar) ve erken çevrimiçi çok oyunculu hizmetleri kullanarak, oyunun mücadelesine saldırmak için rekabetçi ölüm maçlarına veya takımlara katılabilir. Bu, FPS böbreğinde lider olacak çok oyunculu deathmatch modlarını bayağılaştıran ilk oyunlardan biriydi.
plakalar ve Ses Atmosfer Omurgası
DOOM II, grafiksel açıdan orijinaline göre çok büyük bir tonoz temsil etmese de ikonik görsel stilini korudu. Oyunun çevresi klostrofobik koridorlardan geniş dış mekan alanlarına kadar çeşitlilik gösteriyor ve rakipler için doku haritalaması ve 2 boyutlu disklerin kullanılması, oyuna hala anı koruyan farklı bir görünüm kazandırdı. İblislerin grotesk tasarımıyla birleşen gotik ve yapay estetik, dehşet ve yoğunluk dolu bir atmosfer yarattı.
Bobby Prince tarafından bestelenen film müziği, oyunun önceden belirlenmiş tempolu aksiyonunu kusursuz bir şekilde çevreleyen, özden ilham alan ağır parçaların bir karışımıdır. Müzik, adrenalin hissini harekete geçirerek oyuncuları şeytanları alt etmeye ve avuçlarına ulaşmak için savaşmaya itiyor.
Çözüm
DOOM II, DOOM’u bir klasik haline getiren formülü iyileştirmekle kalmadı, aynı zamanda onu anlamlı şekillerde genişletti. Gelişmiş konum tasarımı, yeni mühimmatları ve rakipleriyle o dönemde bir FPS’nin sınırlarını zorladı. Mirası, ultra modern nişancı oyunlarında hissedilebilir ve hem nostaljik oyuncular hem de böbreğe yeni başlayanlar için değerli bir oyun olmaya devam ediyor. DOOM II sadece bir efekt değil, aynı zamanda oyun tarihinde belirleyici bir andır.